Hayat Ölüm Hayat Döngüsü | İlişkilerde Cesaret ve Gerçek Sevgi

Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabında dün İskelet Kadın bölümünü okudum. İskelet Kadın aslında Hayat-Ölüm-Hayat döngüsünü temsil ediyor. Clarissa Pinkola Estes, insanların en çok ölümden korktuğunu söylüyor. Ancak burada söz konusu olan yalnızca fiziksel ölüm değil; aynı zamanda hayatın içinde, ilişkilerimizde, duygularımızda yaşanan ölümler de var.

Bir kadın ve bir erkek birlikte olduğunda, iki tarafta her şeyin sorunsuz ilerlemesini istiyor ve sorunlar baş gösterdiğinde, ölüm vakti geldiğinde koşarak kaçıyorlar. Bu sadece bir ilişkinin bitmesi anlamına gelmez. İlişkinin içinde, doğanın kanunu gereği, bir şeylerin ölmesi ve yeni bir hayatın başlaması gereken evreye gelinmiştir. Eğer bu evreye cesaretle katlanabilirsek, sabır gösterebilirsek, işte orada yeni bir hayat filizlenir.

Estes şöyle diyor:

“Sevgide psişik olmayan her şey yıpranır. Eğer sevgililer Hayat-Ölüm-Hayat süreçlerine katlanamazlarsa, birbirlerini hormonal isteklerin ötesinde sevemezler.”

Ve ekliyor:

“Korkutucu gelse de cesaret göstermek ve sevgiyi tanımak için gerçek fırsat tam da o andır. Sevmek, onunla birlikte kalmak demektir. Sevmek, her bir hücreniz kaçmak isterken kalmak demektir.”

Gerçek sevgi, hazzın ötesinde bir meydan okumadır. Cesaret ister. Bir kahramanın kendi korkusunu yenmesi gerekir.

Estes’in soruları yankılanıyor zihnimde:

• Daha fazla hayat üretmek için bugün hangi ölümü vermeliyim?

• Neyin ölmesi gerektiğini biliyor ama buna izin vermekte duraksıyor muyum?

• Sevmem için bende ölmesi gereken nedir?

• Hangi “güzel olmayan” şeyden korkuyorum?

• Bugün ölmesi gereken nedir? Yaşaması gereken nedir?

• Hangi hayatın doğmasından korkuyorum? Şimdi değilse, ne zaman?

Hepimiz bir şeyler yaşadık. Acılar, kırgınlıklar, kayıplar… Ama hepsi geçti, bitti. Sen hala geçmişle hesaplaşmaya mı çalışacaksın? Yoksa yaşadıklarının sana kattıklarına bakıp güçlenerek, filizlenerek hem hayata hem ölüme kucak mı açacaksın?

Kopyala yapıştır hayatını bırak. Kendi masalını yaz.

Kalbini gömdüğün yeri bul, çıkar, temizle ve ondan sana akacak bilgileri dinle.

Dünyanın bugünkü halini görebiliyoruz: ego ve zihnin aşırı hüküm sürdüğü bir çağdayız. Belki artık kalbi deneme zamanı gelmiştir. Kim bilir, neler mümkün olabilir?