Seçtiğim Yolların Ardında Kalan Seçilmemiş Yollar: Seçimler ve Hayat
- Tugba
- 27 Şub 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 10 Eyl
Geçtiğimiz pazar günü uzun süredir listemde bekleyen Tiny Beautiful Things dizisini izledim. Dizi toplam 8 bölümden oluşuyor, her bölüm yaklaşık 35 dakika. Konusuna değinmeyeceğim ama içindeki bazı temalar beni derinden etkiledi ve üzerine düşünmeme sebep oldu. Bölümlerden biri seçimlerimiz ve seçemediklerimizden bir diğeri ise gitmekten bahsediyordu.
Seçimler ve Seçilmeyenler
Aklıma 20’li yaşlarımın başları geldi. O zamanlar tek isteğim dünyayı gezmekti. Her şehrin havasını solumak, farklı sokakların kokusunu duymak, başka dillerin sesine karışmak, yabancı manzaralarda kaybolmak… Özgür olmak, keşfetmek, şaşırmak, eğlenmek.
Ama sonra bir seçim yaptım: 23 yaşında evlendim. 25 yaşında anne oldum. Kurumsal hayatta masa başında gece gündüz çalışmayı seçtim. Başka seçimler de yaptım: kuaföre gitmemeyi, kendime bakmamayı, hep başkalarını önceliklendirmeyi. Her “önce onlar” deyişimde biraz daha kendimden uzaklaştım.
Bir seçim daha: sorun çıktığında “durun ben hallederim” demek. Maddi problemler olduğunda “olsun ben almayayım, ben yapmayayım, önemli olan evimizin huzuru” demek. Böyle böyle geriye “ben” diye tanımlayabileceğim bir varlık kalmadı.
Her seçimde adım adım indim yeraltına. Karanlık, yalnız, soğuk bir yere. Başta ürkütücüydü ama sonra anladım: insan her şeye alışıyor. Yeraltında bile yaşamayı öğreniyorsun. Zamanla o karanlık da tanıdık hale geliyor.
Yeraltı ve Işık
Ama bir gün, yanlışlıkla attığın bir adım, belki bir pençe darbesi toprağı eşeliyor. Ve bir ışık sızıyor. O an hatırlıyorsun: aslında ışık hep oradaydı. Sen kendini kapatmıştın, uzaklaştırmıştın. Her şeyi bulunduğun karanlıktan ibaret sanmıştın.
Seçimlerimiz bizi bir yere götürür. Seçmediklerimiz de. Her karar, her kararsızlık, her hareket bizim haritamızı çizer. Şimdi elimde tuttuğum bu harita, geçmişteki tüm seçimlerimin ve seçemediklerimin bir toplamı. Eğer farklı seçimler yapsaydım, elimde bambaşka bir harita olacaktı.
Ama şu an elimdeki haritaya bakarak da kendimi bulabilirim. Yönümü tayin edebilirim. “Şurası olsun; biraz kuzey, biraz doğu. Orada bir umut, bir yenilik, bir macera var. Rotayı oraya çevir.”
Artık yeraltını da biliyorum. Gerekirse tekrar inerim, nasıl kalınacağını, nasıl çıkılacağını biliyorum.

Kendimle Tanışmak
Karanlıktan çıkınca korkular da oluyor. “Ben kimim?” sorusu mesela. Ne severim, neyi sevmem? Fikirlerim neler? Başta ürkütücü gelse de aynı zamanda heyecan verici. Çünkü aslında kendinle tanışmaya gidiyorsun.
Bunca seçimden ve seçemediklerimden sonra artık biraz daha netim. Duygularımı daha iyi tanıyorum. Öfkemin utanılacak bir şey olmadığını biliyorum. Bir şey istemenin, talep etmenin ayıp olmadığını biliyorum. Tadında bencilliğin keyifli olabileceğini de.
Bir şeyi bilmemek, geç öğrenmek ya da yanlış sandığın seçimler yapmak aslında insana özgü en doğal şeylermiş. Dün başka biriydim, bugün başka, yarın daha başka olacağım. Hep değişiyorum, hep dönüşüyorum.
Ölüm ve Doğum, Bitiş ve Başlangıç
Seçmediğim o maceracı, özgür hayat; zamanında vazgeçtiğim heyecanlar, tutkular, hüzünler… Belki başka bir düzlemde, başka bir yaşamda yollarımız yine kesişir.
Ama bu hayatta bunları seçtim. Seçtiklerimi kabul etmeyi, onlarla yaşamayı, onları dönüştürmeyi seçtim. Kendimi yeniden ve yeniden doğurmayı, ölümü ve doğumu iki kardeş gibi görmeyi seçtim.
Şimdi yeni bir evreye geçiyorum. Yeraltını da yeryüzünü de kardeş yapıyorum. Seçtiklerimi, vazgeçtiklerimi, bana kalanları, benden gidenleri… Hepsini kabul ediyorum.
Ve kendime diyorum ki:
“Oradan biraz büyüme, biraz cesaret, biraz macera sar bana. Biraz da kendini bulma. Çok teşekkürler. Tek yön bilet olsun lütfen. Geri dönmek istersem dönüş biletimi sonra alırım.”
Yorumlar