Kördüğümlerimizin Şerefine: Duygular, Müzik ve Beden Üzerine Bir İçsel Yolculuk
- Tugba
- 7 gün önce
- 2 dakikada okunur
Deniz Bağan bugün çok güzel bir yazı paylaşmış. Bize en çok dokunan yazılar; içinde kendimizden bir şeyler bulduklarımız oluyor. Bir cümle, bir duygu, bir anı… Sanki bir başkası bizim içimizden geçenleri kelimelere dökmüş gibi. Okurken unuttuğumuz bir şeyi, bir anıyı ya da duyguyu hatırlamak gibi.
Yazının son paragrafında bir şarkıyı arka arkaya dinlemekten bahsediyordu. Bu bana kendi müzik hikayelerimi hatırlattı. Müzik, benim için hep çok özel bir alan oldu. Yüzlerce anlamlı şarkı, onlarca beste var hayatımda ama biri hemen canlandı zihnimde: Hümeyra’dan Kördüğüm. Çünkü onunla başka bir ilişkim var.
Bu şarkıyla melankolik, hassas bir bağım var.
Belki bütün özlediklerimin benden ayrı olmasındandır.
Belki hiçbir yere ait olamamaktandır.
Belki büyürken her yere fazlalık olduğumu hissetmemdendir.
Bazen her şey olduğumu hissediyorum;
her şeye bağlı, varlığın ve de yokluğun hepsine.
Bedenden hatta dünyadan da öteye.
Bazen de hiçbir şeyim. Kimliksizim.
Çünkü öz'de hisseden ben miyim?
Benden öte olanın huzurunda ben dediğim nedir?
Bazen gölgem baskın, daha karanlık bir yerdeyim.
Ama farkındayım karanlığımın, yere daha yakınım.
Derin, yumuşak, net bir yer. Yoğun bir yer.
İçimdeki kördüğümlere bakıyorum. Onları seviyorum.
Çözülüyorlar, çözülmelerin bazısı yeni dolaşıklara gidiyor.
Bazıları cidden çözülüyor.
İşte böyle. Bu şarkıyı ne zaman dinlesem boğazım kilitlenir.
Şarkıya eşlik edersem sesim titrer.
Azıcık içine girersem anında yaşlar akar.
Azıcık uzaktan dinlesem yine yaşlar akar.
O yüzden bu parçayı ne zaman dinlemeye hazırsam, o zaman dinlerim.
Kendimi dinlemeye zorlamam ama hep listemde bekler.
Sonra belki bir kez dinlerim.
Yasımı daha derinden hissetmek istiyorsam ikinci kez, belki üçüncü kez…
Sonra bırakırım.
Sıra sessizliğe gelir.
O şarkıdan hemen başka şarkıya atlanmaz.
Bir duygudan hemen başka duyguya -kaçmak niyetiyle- atlamak yerine,
hissetmeyi seçmem gibi.
Bir insandan diğerine atlanamayacağı gibi.
Hissedilen her şeyin sindirilmeye, ya da en azından hissedilip açılmaya ihtiyacı olduğu için beklerim.
Duygulara, anılara ve deneyimlere hürmet etmeyi öğrendiğim için,
Bedenime saygı duyduğum için,
Kalbimin konuşmasını sevdiğim için beklerim.
Ellerimin, göğsümün, karnımın, bacaklarımın kendi hikayelerini anlatmasını sevdiğim için dinlerim. Beklerim.
O şarkıyı dinlerken bedenimde ne canlanıyorsa onunla kalmayı seçtiğim için sessizleşirim.
Kördüğümlerimizin, onları hissedebilmenin, onlarla kalabilmenin şerefine.
canım tuğba, nasıl kalbime dokundun bir bilsen...
içimde bir yer aynı şarkıyı dinliyor sanki. öpüyorum omuzundan.
yasemin korkmaz